Osmanlı Felsefe Çalışmaları 69
"Muhit-i Mesai müdürü Abdullah Feyzi Bey kardeşimiz bir gereklilik sonucu Selanik'ten ayrılmak zorunda kaldığı için mecmuasını bize devretmek lütfunda bulundu. Bu nedenle, Muhit-i Mesai bugünden itibaren yeni bir hayata dâhil oluyor demektir. Tabii Muhit-i Mesai dâhil olacağı bu yeni hayatında takip edeceği yol bakımından büyük bir değişime maruz kalmıştır. Biz mecmuanın gerek takip ettiği yolda, gerek şeklinde ortaya çıkacak olan bu değişimi saygıdeğer okurlarımıza bir gelişim suretinde gösterebilmek için birçok fedakârlıklara katlanmaktan çekinmedik. Başarılı olup olamadığımızı okurlarımız belirleyecektir. Takip ettiğimiz yolda meydana gelen değişimi açıklamak için ise birkaç söz söylemek isteriz:
Bizim kutsal bir gayemiz vardır ki o da gençlerimizi sağlam ve aydın bir bilinç ile yirminci yüzyılın ihtiyaçlarına karşılık verebilecek bilimsel ve düşünsel bir güçte görmektir. Bugünkü toplumsal yapımızın yirminci yüzyıldan çok uzak bir devirde bulunduğunu kabul edenlerdeniz. Fakat ilerici gençlerin mensup oldukları toplumsal yapıyı yükseltmeye muktedir olduklarına da sarsılmaz bir kanaatimiz vardır.
Bu nedenle, gençleri yirminci yüzyıl için yetiştirdiğimiz takdirde bugünkü yüzyılın ihtiyaçlarını hisseden ve bugünkü yüzyılın hayatını yaşayan bir toplumsal yapı meydana getirmek veya bugünkü toplumsal yapımızı yirminci yüzyıla yükseltmek kolaylaşır.
Japonya'yı boş ve eski inançların esaretinden kurtararak yükseltenler Avrupa'da öğrenim görüp de fikirlerini felsefenin son teorileriyle artıran ve bu teorileri memleketlerinde kendi yetenekleriyle uyumlu bir şekilde uygulayan gençler olmuştur. Bu gençlerin bilimsel hareketleri olmasa idi muhtemelen bugün bütün Avrupa'nın endişeli bir şekilde düşündüğü Japonya, Çin'den aktarılan hurafelerin etkisi altında Avrupa'nın esiri olmaktan kurtulamayacaktı. Bu sebeple, biz yayınlarımızla gençlerin bilimsel ve düşünsel seviyelerinin yükseltilmesine ve onları yirminci yüzyıl için yetiştirmeye çalışacağız."
Müessisler
Nebîzâde Ahmed Hamdî Ve M. Zekeriyâ