Yeni Paradigmayı Oluşturmak

Yeni Paradigmayı Oluşturmak

Barkod: 9786051723082
Üreticiler: Yordam Kitap
Stok Sayısı: Stokta Yok
Basım Tarihi: 11-2018
Baskı Sayısı: 1. Basım
Sayfa Sayısı: 352 Sayfa
Ağırlık: 250,00 Gram
Boyut: 13,50 (en) x 19,50 (boy)
Cilt: Ciltsiz
Kağıt: 2. Hamur
Basım Yeri: İstanbul - Türkiye
Basım Dili: Türkçe

260,00 TL
208,00 TL

Mevcut kapitalist-emperyalist sistem ve onun neoliberal uygulamaları sürdürülebilir midir?

Fikret Başkaya, “sürdürülemeyeceği” kanaatinde ve Yeni Paradigmayı Oluşturmak’ı yazma amacını şöyle dile getiriyor: “Bu kitap, neden böyle olduğuna, neden bir ‘sürdürülemezlik’ durumunun ortaya çıktığına dair bir netleşme sağlama amacı taşıyor”.

Ardından, “Eğer sürdürülemeyeceğini kabul ediyorsak, radikal bir düşünce devrimine, yeni bir Rönesansa ihtiyaç var” diyen Başkaya, bu Rönesansın unsurlarını tartışmaya başlıyor.

Önce “muasır medeniyet seviyesi”, hemen peşinden de ilerleme, modernleşme, çağdaşlaşma, büyüme, kalkınma ve sürdürülebilir kalkınma kavramları enine boyuna sorgulanıyor.

“Türkiye’de yaklaşık 90 yıldır ‘muasır medeniyet seviyesinin üstüne çıkma’ şarkısı söyleniyor. Oysa üzerine çıkılması gereken ‘muasır medeniyet’, kapitalist yıkıcılıktan ve barbarlıktan başkası değil” diyen Fikret Başkaya, söz konusu “muasırlaşma” hedefiyle örtüşen “Avrupa”yı da, bir büyük sermaye ve Atlantik projesi olan Avrupa Birliği’nin bugün geldiği nokta itibarıyla ele alıyor.

“Sürdürülebilir kalkınma” kavramının oksimoron niteliğine, büyüme mitine, tarımın bugün gelip dayandığı çıkmazlara, toprağın öldürülmesine vb. değinen çalışmasında, doğayı ve canlıları yok eden “kalkınma” anlayışını bütün boyutlarıyla ortaya koyuyor Başkaya. Demokrasi, STK’lar, kültüralizm ve “Politik İslam” tartışmalarının ardından kapitalizmden çıkışın alternatiflerini, komüncü mülkiyet biçimlerini ortaya koyarak ve “Yeni bir paradigma için 12 öneri”sini paylaşarak tamamlıyor kitabını.

Yine Başkaya’nın sözleriyle; “Ya geçerli paradigmadan, kapitalizmden vakitlice çıkılacak, ya da insanlığın bir geleceği olmayacak...”