Şerife’nin bulunduğu odanın duvarları çökmüştü. Ama sanki çöken duvar değil, Hüseyin’in başına yıkılmış koskoca bir dünyaydı. Kadın yerdeydi. Parçalanan araçlardan yükselen alevlerin cehennemi andıran sıcaklığı Hüseyin’in yüzünü yalıyordu. Kucağına aldığı Şerife’yi, yanında beliren iki kişinin yardımıyla dışarı çıkardı. Avazı çıktığı kadar bağırarak ambulans arıyordu. Şerife’yi, bulundukları yere yanaşan bir minibüsün arka koltuğuna yatırdılar. Hüseyin, kadının başını kucağına aldı. Şerife bütün gücünü toplayıp toz duman içinde kalmış kirpiklerinin arasından kızıla dönmüş gözlerle Hüseyin’e baktı ve zor duyulur bir sesle, “Aşkım, nefes alamıyorum” dedi.
Orhan Miroğlu’nun Kürt meselesi üzerine yazılmış son kitabı, Yeni Yüzyıl, Kürtler ve Bağımsızlık siyasi mülahazalar bir yana, merkezinde büyük acıların yer aldığı bir tarih anlatısı, bir yüzyıl sancısı...