“Bir bomba ihbarıyla dağılabilecek bir kalabalık….
Dünya bu kadar basitleşti.”
Dünya değişiyor. İktisadi düzenin her krizde bambaşka bir hal almasıyla yeni kurallar, yeni normlar giriyor hayatımıza. Hayat da bu normlarla yeniden şekilleniyor.
Bir yandan sürekli iletişim halinde olmamız fakat gerçek anlamda bağ kurmanın gittikçe zorlaşması, öte yandan sanal dünyanın gerçekliğin yerine geçmesi insanları her şeyin yüzeyde kolay, derinde çok daha zor olduğu bir hayata itiyor.
Topluluk bağları zayıflıyor, görünürlük artsa da gittikçe görülmez oluyoruz.
Filiz Gazi kitabında bu büyük meselelerin gündelik hayattaki izlerini anlatıyor. Moderniteye rahmet okutan post-modernite çağında dış cephedeki yaldızları söküp içimizin parçalanmış, eksilmiş topraklarına giriyor.
Bazen o küçük, görünmez kız çocuğu olacaksınız bu öykülerle akarken, bazen distopik dünyasına hapsolmuş genç bir erkek. Hep aynı adama âşık olan genç kadında bulacaksınız kendinizi okurken yahut kocasından da çocuğundan da vazgeçemeyen o yaşlı kadını derinden anlayacaksınız.
Her mevsim bahar değil, her dönem şenlikli değil. Ama bu kitabın okurunun şansı da burada: Bütün meta anlatılardan uzakta, zaaflı, çapaklı, hayatla dolup taşan hikâyeleri Filiz Gazi’nin muadillerinden ayrılan, çerçevenin dışına çıkan tarzı ve diliyle okuyacaksınız.