Nedim Gürsel Yıkım Günleri adlı bu kitabında özel hayatından yazarlık uğraşına, Covid salgınından Ukrayna Savaşı’na, keşfettiği kentlerden eski aşklara ve yolculuklara uzanan bir eksende buluşuyorNedim Gürsel Yıkım Günleri adlı bu kitabında özel hayatından yazarlık uğraşına, Covid salgınından Ukrayna Savaşı’na, keşfettiği kentlerden eski aşklara ve yolculuklara uzanan bir eksende buluşuyor okurlarıyla; sevinçleriyle kederlerini, mutlu anlarıyla karamsarlığını içtenlikle paylaşıyor. Yıkım Günleri’nde biraz daha umut için…
“Yazmak varoluşu, hayatı sorgulamaktır, hazır yanıtlar vermek değil. Bu nedenle salgın günlerine çok şey borçlu olduğumu düşünüyorum. Görünmez bir virüs hayatı, dolayısıyla ölümü de sorgulamama yol açtı.”
“Geçmiş günler, bir daha bana dönmeyecek sevgililer horon tepmeye başlıyorlar zihnimde. Onlardan kurtuluş yok. Zaman, bilincime tünemiş bir yırtıcı kuş. Durmadan gagalıyor belleğimi.”
“O berduş kılıklı adam bir anlatı kahramanı değil, geleceği haber veren bir kâhin, bir felaket habercisiydi. Bir değil, birçok felaket yaşadık, hâlâ da yaşıyoruz. Ama hayat sürüp gidiyor bir yandan. Bu dünyadan çekip gidenlere selam olsun, doğanlara merhaba!”