Avusturyalılık, Katoliklik ve Nasyonal Sosyalizm... Franz Josef Murau, Wolfsegg'de bunların içine doğar. Nefret ettiği bu coğrafyadan yıllar önce ayrılıp dünyada en sevdiği kent olan Roma'da yaşamaya başlayan Murau, annesi, babası ve erkek kardeşinin ölümünü bildiren bir telgraf alır. Bu telgraf Murau'nun geçmişi ve deyiş yerindeyse Wolfsegg hâkimi ailesiyle yeniden hesaplaşmasına yol açar. Giderek bütüncül bir Avusturya toplumu ve Avusturyalılık eleştirisine dönüşen bu hesaplaşma öyküsü, bir anlamda da Murau'nun kendini Wolfsegg'le yeniden karşılamaya hazırlayışının öyküsüdür.