“…Kitapların aralarında kaybolmuşken bir gün, Muhsin Ertuğ’un bir yazısında şu cümlesine denk geldim: Böylelikle seyirci adedimizi biraz yükseltebilirsek, hedefimize varırsak rahat edeceğiz. Yoksa...”
YOKSA…
İşte bu sözcük kitabımın da başlığı oldu. İçinde bugünü de çok iyi anlatan nice anlamlar taşıyan bu tek sözcüklük cümle, seyirciyle ilişkimizi yeniden masaya yatırmamızın gerekliliğini ne güzel anlatıyordu…”
Çiğdem KILIÇ
Oyun ve seyirci :
İlkel insandan başlayıp süregelen bir ilişki bu. Biri olmadan diğeri olmuyor. Birbirini tamamlayan iki yarım. İkisinin de içinde eksiklikler, sıkıntılar var; ikisinin de içinde coşku ve sevgi var. Bu bütünün tam o anda, birlikte var olması gerekiyor. Bu nedenle tüm sanat dallarından ayrılan bir özellikle tiyatro, seyircisiyle birlikte eyliyor, birlikte keyif alıyor, birlikte düşünüyor, toplu katılımla üretmenin gücünü hissediyor.
Tiyatro seyircisi ile bir bütündür. Sanatlar içinde en büyük ve en güzel etki-tepkinin var edildiği tiyatro sanatı, çok çetin yollardan geçerek günümüze ulaşmıştır. Bu zorlu mücadelenin içinde her ne olursa olsun seyirci , hiçbir zaman tiyatrodan vazgeçmemiştir.