Gardaş.” dedi kırkyıllık arkadaşına der gibi.
“Gel azığımızı üleşelim, bizim törede ekmek üleşilmeden yenmez.” Karşısındaki afallamıştı, bozulduğunu belli ederek “Bizim boğazımızdan…” dedi gayet ciddi bir tavırla.
“Faşist lokması geçmez.”
*
“Ölme aslanım!..” diyerek canhıraş bağırıyor, haykırıyor, feryat ediyor, hüngür hüngür ağlıyordu.
*
Eli kendiliğinden beline gitti, tabancayı kavrayıp belinden çıkardı, namluyu hedefe çevirdi, tetiğe arka arkaya şuursuzca defalarca bastı.
*
Hiçbir yerden haber alamıyor, ihtilalin hangi yöne gittiğini kestiremiyorlardı.
*
Keşkeli sözler etmek istemiyorum ama şu anda içimden bir ses diyor ki…” Gözlerini uzağa bakıyormuş gibi dikti. “Keşkeli sözler et Müslüman Çocuk.” dedi iç çekerek. “Çok ihtiyacım var o sözlere.
*
Biri seslendi. “İcabına bakın!” Bir silah yüzüne çevrildi, alın çatına dayandı. Gözleri âdeta yerinden fırlamış, donup kalmıştı; artık yapacak hiçbir şey yoktu. Ardı ardına gelen silah sesleri kulakları sağır edercesine yankılandı.
*
Bu kaçırılmaz bir fırsattı, altı azılı elebaşı militan bir aradaydı. … Böylesi bir daha asla ele geçmezdi, altısı birden indirilecekti.