Yunus Emre, Risâletü’n-Nushıyye adlı mesnevisinde, Anadolu’da yeni bir medeniyetin temellerini atmaya çalışan Türk insanını dıştan içe döndürerek onun kendi iç dünyasındaki seferini hikaye eder. Modern psikolojinin, insanın kendisine dönmesi ve Tanrı ilebirleşen bir iç-ben keşfetmesi şeklinde ifade etmeye çalıştığı fikirler, onun eserinde asırlar önce halkın anlayacağı bir dille anlatılır.
Yunus, ihtirası değil kanaatkar olmayı, kin ve öfkeyi değil sevgi vesabrı, cimrilik ve hasetliği değil yardımlaşmayı ve cömertliği, başkalarına karşı üstünlüğü değil eşitlik ve hoşgörüyü savunur. Anadolu’da yükselen yeni medeniyetin temelleri, Yunus, Mevlana, Hacı Bektaş-ı Veli gibi manevi mimarların dile getirdiği bu sevgi ve barış ahlakı üzerine yükselmiştir.