Adını halk önderimiz Atatürk’ün verdiği, Yunus Nadi’nin kurduğu Cumhuriyet gazetesi, 100. yaşını kutluyor. Bu asırlık çınarın başına gelenler ise dünya basın tarihinde başka örneğine rastlanılmayacak niteliktedir. Gün geldi sıkıyönetim yasaklarıyla kapatıldı, yazarları tutuklandı, işkenceden geçirildi, kumpas davalarının hedefi haline getirildi, hatta öldürüldü. Cumhuriyet’i Cumhuriyet yapan görüş ve düşünceler; zorbaca susturulmak istendi.
Zor zamanlarda gazetenin sırtını dayadığı ve güvendiği tek güç odağı, ilkeleri ve okurları oldu. Okurunun duyarlılığıyla sahiplendiği Cumhuriyet, bir gazetecilik okulu işlevini de gördü. Yazılı ve görsel basın alanı, yıllarca Cumhuriyet okulundan yetişmiş gazetecilerden beslendi.
Yunus Nadi, 7 Mayıs 1924 günü Cumhuriyet’in ilk sayısında yazdığı başmakalede Cumhuriyet’in “bir hükümet gazetesi” olmadığını, haberlerde ilkeli ve siyasal iktidarı tutmayan, tarafsız bir gazete olduğunu, cumhuriyetin temel ilkeleri ve Atatürk’ün aydınlanma devrimleri konusunda ise taraf olduğunu belirtmiştir. Bu temel politika 100 yıldır sürüyor. Cumhuriyet gazetesi, cumhuriyet ilkeleri ve aydınlanma devrimlerinin yılmaz savunucusu ve kalesi olarak görevini sürdürüyor.
1992’de Cumhuriyet Vakfı’nın kurulmasından bu yana, patronsuz tek gazete olarak yaşamını ve çizgisini sürdüren Cumhuriyet; okurlarının, çalışanlarının, yazarlarının direnci ve çabasıyla, Atatürk’ün Türkiye Cumhuriyeti için söylediği gibi, sonsuza değin var olma kararlılığındadır.
Cumhuriyet gazetesi, bir gazeteden çok daha fazlasıdır. Bu kitapta okuyacağınız satırlar ise daha yüzlerce yıl yaşayacak bir kurumu bugünlere getirenlere bir saygı duruşu niteliğindedir...