"Karanlık sahnenin tam ortasına menekşe moru bir spot vurdu. Işıktan daire yavaş yavaş genişledi. Şimdiye kadar hiç dinmeyen, devamlılığı sebebiyle de artık kimsenin kulağına takılmayan arka plandaki uğultu ışıkla beraber bir anda kesildi. İşçi arı garsonlar bile taş kesilmiş, sahneyi izliyorlardı. Cam boncuklu saçakların arasından, deniz mavisi satenden dikilmiş uzun eldivenli bir çift kol göründüğünde, sahnenin iki yanındaki dev hoparlörlerden çıkan disko-funk ritimleri salonu doldurdu. Art arda dizilmiş iri yağmur damlaları gibi görünen saçaklar müziğe uyarak iki yana doğru açıldılar. Hatıra Gezer bütün ihtişamıyla sahneye çıktı.” Yüzen Küçük Şeyler geçmişle bugün, hatıralarla rüyalar arasında gidip gelen, günümüz İstanbul’unun sokaklarında, underground ve kalburüstü ortamlarında mekik dokuyan yarı fantastik bir anlatı olarak okurun karşısına çıkıyor. Baş karakter Bergüzar’ın olağanüstü personası sizi şehrin çeşitli sosyokültürel çevrelerinde sürprizlerle dolu, baş döndürücü maceralara sürüklerken, Hatıra Gezer’in Toplama Albümü’nden saçılan ahenkli melodiler sayfalar arasında bir fısıltı gibi dolaşıyor. Kuir edebiyatın güncel örneklerinden biri olan bu ilk roman, aynı zamanda müstakbel bir üçlemenin ilk kitabı.