İtalyan dostum, onu izleyen bakışlarımı ve sessizliğimi görünce sözlerine devam etti: “Hayata devam etmek âşık olmak anlamına gelir. Benim yaşımda bir adam başka neyden heyecan duyabilir ki? Yaşamak hissetmektir ve hissetmek sadece aşk ile mümkün olabilir. Bir kadının ruhunda saklı milyonlarca duygu vardır ve ben bu duyguları keşfetmeyi seviyorum. Her gün Müzeyyen Hanım’da yeni huylar görüyorum, bunları keşfetmek beni hem şaşırtıyor hem de ayakta tutuyor…”
Hayatımızı betimleyecek tek bir an vardır; o anı bulabilenler hayatı yaşamış sayılırlar… Yaşadığımız hiçbir deneyimin tesadüf eseri olmadığının farkına vardığımızda, hayatın anlamını kavramaya başlarız…
Adil Yıldırım bu defa spiritüel bir roman ile okuyucularını selamlıyor.
Dört kitaptan oluşan serinin ilk romanı ‘Zamanın Sessiz Ruhu’, altmış beş yaşındaki bir İtalyan bankacının, Roma’da tanıştığı Müzeyyen Hanım’a âşık olup İstanbul’a taşınmasıyla başlar. Hayatının sonbaharında yeniden aşkı bulan Sandro, İtalya’da tanıştığı genç dostu Tolga ile ruhsal deneyimlerini paylaşırken, aslında kendi hayatının anlamını aramaktadır…
2017 senesinde ilk romanı Gecede Saklı Yalnız Aşklar ile okuyucularını İtalya sokaklarında gezdiren yazar Adil Yıldırım bu defa spiritüel romanında İstanbul-Bodrum-Roma üçgeninde ilerleyen bir hikâyeyi okurlarının beğenisine sunuyor.