Neoliberal kapitalizmin, yaşadığı bunca krize rağmen, hegemonik istikrarını koruması nasıl açıklanabilir? İdeoloji kuramlarının ortaya çıkışı, yabancılaşmanın ve boyun eğmenin işleyişine ilişkin Marksist araştırmaların bir yeniden temellendirilmesini yansıtmaktadır. Geleneksel kavramlar olan “manipülasyon” ve “yanlış bilinç” kavramlarının ötesine geçen bu kuramlar, dikkatlerini, hegemonik aygıtların maddi varoluşuna yöneltmiş ve ideolojik pratiklerin, ritüellerin, söylemlerin çoğunlukla bilinçdışı olan etkilerine odaklanmıştır. Jan Rehmann, ideoloji kuramlarının Marx’tan Adorno/Horkheimer’a, Lenin’den Gramsci’ye, Althusser’den Stuart Hall’a, Bourdieu’den W. F. Haug’a, Foucault’dan Butler’a kadar uzanan farklı damarlarını yeniden inşa ediyor. Bunları, sahici bir diyaloğu mümkün kılacak şekilde karşılaştırıyor ve farklı yöntemleri, bugünkü ileri teknoloji kapitalizminin “piyasa totalitarizmi”ne uyguluyor.