Barok, temel olarak, floransa çıkışlı rönesans kavrayışıyla roma rönesansı‘nın kurduğu dengenin kopuşunu temsil eder. Tinsel yücelik, evrensel bilince dönük bir atılım, insan tutkularıyla doğanın zenginlikleri arasında sağlanan platoncu uzlaşma gibi kavramların çözüldüğü görülür bu dönemde. Dolayısıyla, onaltıncı yüzyıl sanatı modern dünya için bir geçiş dönemi olarak değerlendirilir. Bu döneme has tarihsel koşulları ve farklı ülkelerde yaşanan farklı estetik deneyimleri irdeleyen bu çalışma, dönemi tüm öncülleri ve yarattığı dönüştürücü etki içerisinde çözümlüyor.