Bu kitap, demokrasinin oluşumu ile konsolidasyonuna yönelik bir çerçeve geliştiriyor. Farklı sosyal gruplar, siyasal güç ve kaynakların paylaşım şeklinden dolayı, farklı siyasal kurumları tercih ediyor. Bu nedenle, demokrasi vatandaşların çoğunluğunun tercihi iken seçkinlerin karşı olduğu bir yönetim biçimidir. Vatandaşlar, toplumsal huzursuzluk ve devrim ile tehdit edebildiğinde, diktatörlük kalıcı değildir. Buna karşılık baskının maliyeti yüksek ve imtiyazlar ile ilgili verilen sözler inandırıcı değilse, seçkinler demokrasinin oluşturulmasına mecbur kalabilirler. Demokratikleşme ile seçkinler, toplumsal istikrarı sağlayarak, güvenilir bir biçimde siyasal gücü vatandaşlara aktarabilirler. Demokrasi, seçkinlerin onu alaşağı etmek yönünde güçlü teşvik yoksa konsolide olabilir.
Bu süreçler;
1) sivil toplumun gücü
2) siyasal kurumların yapıları,
3) siyasi ve ekonomik krizlerin doğası,
4) ekonomik eşitsizliğin düzeyi,
5) ekonominin yapısı ve
6) küreselleşmenin biçimi ve kapsamına bağlıdır.