İlhan Berk 1988’de yazdığı mektuplarının birinde, “Yahu Enis, sen insanı deli edersin, bilmem bunu biliyor musun?” diye sesleniyor Enis Batur’a. 1975-2005 yılları arasında yazdığı mektuplarının tamamında, bu duygu ve ton hissediliyor. İlk mektubunu yazdığı tarihte İlhan Berk elli yedi, Enis Batur yirmi üç yaşında. Ama mektupların hepsinde eşit bir ilişki belirgin. Genç bir şairi, metnin içinden görüyor İlhan Berk ve onun duyuşu üzerinden gençlik aşısı yapıyor sanki kendine. İlerleyen yıllarda yazdığı bazı mektuplarında ondan etkilendiğini çekinmeden belirtiyor da. Kendi poetikasına duyduğu güvenle birlikte, Batur’un şiirine ve yazılarına hayranlığını her fırsatta vurguluyor. İlhan Berk’in mektuplarında şiire nasıl çalıştığı, şiiri nasıl kurduğu, duyuşunu hangi kaynakların belirlediği, neler okuduğu ve okuduklarından nasıl yararlandığına ilişkin bilgiler var. Berk; resim ilgisi, resimle şiirin kuruluş bakımından benzerliği veya farklılığı ve resimden kazandığı paradan aldığı keyfe dair de veriler sunuyor. Enis Batur’a yayıncısı olarak yazdığı mektuplarında da Berk’in telif meselesiyle ilgili hassasiyeti ve kitaplarının yayımlanması sürecindeki titizliği fark ediliyor. İlhan Berk, Enis Batur’un kitaplarına poetik tutum yönünden olduğu kadar nesne kitap yönünden de hayranlık duyduğunu ve onu kıskandığını gizlemiyor. Kendi şair imgesini kuran bir şairin güvenli övgülerinin yanı sıra, bazı mektuplarda onun öfkesi, küskünlüğü, hırçınlığı da okunuyor. İlhan Berk’in Enis Batur’a Mektuplar’ı, bir sanatçının kişiliğini olduğu kadar metnin doğasını anlamak ve iki zor şairin bir ilişkiyi otuz yıl sürdürebilmesindeki incelikleri görmek bakımından da dikkat çekici bir kitap.