Eski Türk Masonlarının Uygulamaları

Eski Türk Masonlarının Uygulamaları

Bektaşi, Gülhaç - Simya Sırları
Barkod: 9789756130339
Üreticiler: Hermes Yayınları
Stok Sayısı: 1
Basım Tarihi: 5-2017
Baskı Sayısı: 3. Basım
Sayfa Sayısı: 208 Sayfa
Ağırlık: 208,00 Gram
Boyut: 13,50 (en) x 19,50 (boy)
Cilt: Ciltsiz
Kağıt: 2. Hamur
Basım Yeri: İstanbul - Türkiye
Basım Dili: Türkçe

330,00 TL
264,00 TL

Doğu Masonluğun Ritüel, Öğreti ve Tanıtım İşaretlerinin Sunulması 

Doğu Masonları kimdir? 

Batı Masonluğunun kayıp sırlarını halen korudukları doğru mu? 

Batı Masonlarının sadece birkaçını bildikleri ve tanıtım işaretleri olarak kullandıkları gizli işaretleri, Doğu Masonları "majikal operasyon" olarak ne şekilde kullanıyorlar?

Anahtar Kardeşliği ve sırları nedir? 

Gülhaç sırları ile aynı oldukları doğru mu? 

Kur’an’daki surelerin başındaki şifreli harflerin anlamı nedir? 

Doğa güçlerine hâkim olmak için nasıl kullanılır? 

"Müslüman Kardeşleri" bu sırları açıklaması için Sebottendorf'u neden görevlendirdiler? 

Sebottendorf'un Almanya'da kurduğu Thule örgütünün Nazilerle ilgisi var mıydı? 

Astroloji, simya, öte alem, bedenin enerji merkezleri, güç sözcükleri ve daha nice konularda daha önce hiç açıklanmamış bilgiler. 

Hiçbir yerde benzeri olmayan bu olağanüstü kitapta, günümüzde unutulan ve bir zamanlar ileri seviyede müritlere Bektaşi mürşitleri tarafından öğretilen okült çalışmaları verilmektedir. Türkleri uzun uzun öven yazara göre bu öğretiler 1717 yılında tahrif edilen masonluğun kayıp kadim sırlarını, tasavvufta insan-ı kamil olma yöntemini ve ruhsal bedeni geliştirmeye dayanan içsel simyanın sırlarını vermektedir. 

Yaşamının yarısı Türkiye'de geçen ve Türk vatandaşı olan Sebottendorf, Birinci Dünya Savaşı'nda bir süre Kızılay'ın başkanlığını yaptı ve Balkan savaşlarında çarpışarak yaralandı. Türkiye'de Bektaşiliğe, Gülhaç'a ve Masonluğa giren Baron, 1924 yılında bu ünlü kitabı yazarak sırlarını aktardı. Bir süre Almanya'da kalıp ünlü Thule örgütünü kurdu. 1934 yılında Hitler'in emriyle Gestapo tarafından tutuklanıp toplama kampına gönderildi. Çok geçmeden Türk vatandaşı olması dolayısıyla Türkiye'ye iltica etti ve burada 1945 yılında esrarengiz şekilde öldüğü kaydedildi. Ancak ölmediğini iddia edenler de vardır.