İbn Arabî’nin şaheseri Fütûhât-ı Mekkiyye, projesinin dokuzuncu kitabı da nihayet Türkçe çevirisiyle okuruyla buluşuyor! On yedinci ve on sekizinci sifirlerden oluşan dokuzuncu kitapta başlıca, ‘İlahi İsimler’e -ki sekizinci kitapta yer alan İlahi İsimlerin devamı- ve ‘Haller’e dair bölümlere yer verilmektedir. Müellifin eserde zikrettiği ‘ilahi isimler’ ve bunların tafsilatına dair sırların bilinmesi hususu, bu isimlerden meydana gelen felekler vs. gibi teferruatları da içermesi bakımından meseleye çok boyutlu ve derinlikli bir takım nitelikler kazandırmaktadır. Kitabın devamında yer alan -Tasavvuf’un en ehemmiyetli konularından bir diğerini oluşturan- ‘Haller’e dair bölümlerde ise Müellif, ayetlerle, hadislerle, Tasavvuf büyükleriyle alakalı aktardığı vakıalarla desteklediği yorumlarını devam ettirmektedir. Hiç şüphesiz, ‘Şeyhü’l-ekber’ Tasavvufî öğretiyi kendine has yorumuyla zenginleştiren ve bununla da kalmayarak adeta onu yeniden kavramsallaştıran, bunu yaparken de büyük bir titizlik gösteren, meselelere dair engin yorumlarını eşsiz bir biçimde inşa eden, eşine az rastlanır bir düşünür olma özelliğini bir kez daha hak ediyor. İşte böylesine değerli ve bir o kadar da zengin bir içeriğe ve niteliklere sahip olan bu devasa eserin bir kitabı daha okuyucusuyla buluşuyor. Şunu da belirtmek gerekir ki; kutsal topraklardan tüm insanlığa açılan bilgi ve hikmet fetihleri, Fütûhât-ı Mekkiyye, ilk defa tam olarak başka bir dile çevrilerek yayınlanıyor! Doğu ve batı düşüncesinde derin izler bırakmış, mistik gnostik pek çok akımlara kaynaklık etmiş büyük düşünür İbn Arabî’yi ‘Şeyhü’l-ekber’ yani ‘En Büyük Üstad’ yapan bu topraklarda bizzat kendisinin el yazısıyla titizlikle korunmuş olan bu dev eser, on sekiz kitaplık bir seri halinde Litera Yayıncılık ‘literalliği’ ve kalitesiyle yayınlanmaya devam edecektir.