Hıristiyan Protestanlığının ve Kızılbaş İnancının Doğuşu kitabı, gerek işlenen konular gerekse yaklaşım bakımından ve 1890’lı yıllarda kaleme alınmış olması açısından “dönemin önemli belgesi” niteliği taşımaktadır. Dağavaryan’a göre hiçbir din veya inanış tamamıyla yeniden yaratılamaz. Mutlaka daha önce var olan dinlerden ve inançlardan doğar; yüzyıllar süresince etkileşime uğrayarak değişir. Bu araştırmada Nazaret Dağavaryan kaynak inançları inceleyerek, Protestanlığın ve Kızılbaşlığın bu inançlardan nasıl doğduğunu ve mevcut zamandaki durumlarını irdelemiştir.
“25 Aralık 1862’de Sivas’ta doğdum. İstanbul’a gelerek, Amenapırgiçyan Okulu’na başladım; mezun olduktan sonra 1878’de Fransa’ya gittim. 1883’te İstanbul’a döndüm; birkaç ay Ziraat Nezareti’nde çalıştıktan sonra, memleketim Sivas’taki mektebe müdür oldum. Bu arada İstanbul Ermeni gazetelerine makaleler yazıyordum. 1885’te İstanbul’da kurmuş olduğum ‘Kidagan Şarjum’ (Bilimsel Hareket) dergisinin yayınını da sürdürüyordum. 1887’de Fransız Hastanesi’nde asistan doktor olarak işe başladım, 1889’da Surp Pırgiç Ermeni Hastanesi’nde başkâtiplik yaptım. Sultan Hamid zulmünün doruğa çıktığı dönemdi, sürekli evimde arama yapılıyor ve beni sorguya çekiyorlardı. 1896’da hapsedildim, dört ay sonra genel aftan yararlanarak serbest bırakıldım.
Katolikos (Baş Patrik) seçimleri nedeniyle Kafkasya’da bulunduğum sırada, Osmanlı Meclis-i Mebusanı’na, Sivas’tan mebus seçildim. Koyu bir milletperver olarak Osmanlı Parlamentosu’nda, toprak sorunu ve millî hakların korunması konularında, sert tartışmalara girdim. Soydaşım olan Ermeni mebuslarla tartışmaya girip [Hürriyet ve] İtilâf Partisi’nin kurucularından biri oldum.”