Fantastik edebiyatın kraliçesi Nazlı Eray’dan kalbin içinde geçen bir fırtına-roman!
Gecenin kırkyama bohçasından dökülenler; geceye doğru insanları, rüyadan rüyaya uyananlar, bir kalp kasırgasında hayatı sorgulayanlar Kalbin Güneybatısı’nda buluşuyor.
“Karacaahmet’ten gelmiş bir ölü; Kadriye Sokak’tan girilen, aslında ne olduğu, kimin olduğu pek de belli olmayan bir insan kalbi; sayısız cep telefonu, mesajlar, görüntüler; bir elektronik keşmekeş; bunları çözmeye çalışan bir yaşlı adam; şehrin karanlık, kimsesiz yollarında, gece zamanı benimle bu hayatı paylaşan Müyesser… Hepsi bana aitti. Benimdi bütün bunlar. Bir hayat için az şeydi ama, bir an düşündüm.
Bütün bunlar bir gecenin içine sığabilirdi. Bir rüya parçası olabilirdi hepsi. Bölük pörçük hatırlanarak günün içine sızan, az bir bölümü kısa süre akılda kalan, sonra eriyerek yok olan, unutulan bir rüya.
Hayat bu muydu? Belki de buydu.
Garip bir rüyadan akılda kalanlar…”