Modern Türkiye’nin kurucu ideolojisi Kemalizmin ancak ulusaşırı bir olgu olarak analiz edildiğinde anlaşılabileceğini öne süren Kemalizm – Osmanlı Sonrası Dünyada Ulusaşırı Siyaset, Kemalizmin iki savaş arası dönemde Türkiye, Arnavutluk, Bulgaristan, Kıbrıs, Mısır ve Yugoslavya’daki çok yönlü etkileşim ve alışverişlerle inşa edildiğini ortaya koyuyor. Bir parti mensubiyetinden bir dizi kültürel sembole, bir siyasi doktrinden belirli bir yönetim tarzına birçok farklı anlamda kullanabilen ve Türkiye toplumunun kolektif bilincini etkilemeye devam eden Kemalizm teriminin alternatif bir tarihsel tanımını yapıyor.
Bu kavramın eski Osmanlı coğrafyasına ait farklı ülkelerdeki çeşitli kültürel ve siyasal pratiklerin analizi için ortak bir platform teşkil ettiğini gösteriyor. Kemalizmin doğuşu ve evrimini kapsamlı bir ulusaşırı perspektife yerleştirmesi ve geniş bir coğrafyayı taramasıyla alanında bir ilk olma özelliği taşıyor.
“Bu kolektif kitapta göstermeye çalıştığımız üzere, Kemalizm Türk entelektüelleri tarafından yeniden sahiplenilmeden çok önce, ilk olarak Türk siyaset sahnesinin dışındaki aktörler tarafından şekillendirilmiştir. Ve Türkiye dışında, eski Osmanlı topraklarındaki (Müslüman dünya ve ötesindeki) gözlemciler, ama aynı zamanda aktörler tarafından da şekillendirilmeye ve kullanılmaya devam etmiştir. Dolayısıyla Kemalizmi totolojik bir biçimde Türkiye (Türkiye = Kemalizm = Türkiye) üzerinden açıklamak yerine, kavramın birçok farklı görüş açısından ve özgül uzamsal konfigürasyonlarda neyi temsil ettiğini göstermeyi umuyoruz.”