Osmanlı İmparatorluğu’nun son yıllarında dünyaya gelmiş ve genç Cumhuriyet’te büyüyüp onun ülkülerine inanarak çalışan, inandığı ülkülerin toplumun daha geniş kesimlerince benimsenmesi için üreten bir ad... Akademisyen, çevirmen, yazar, bir dönem gazeteci, en sadık “mavi yolcu”, Mavi Anadoluculuk tezinin kurucu ve savunucularından. Sadece kuşağının değil bugün için bile bu toprakların yetiştirdiği nadir Rönesans insanlarından. Hümanist ve çağının tanığı bir aydın. Tüm bunların karşılığı tek bir isme çıkıyor: Azra Erhat…
Bugüne kadar birbirinden özgün ve önemli adların biyografilerine imza atan Liz Behmoaras, bu kez Azra Erhat’ın hikâyesini kaleme alıyor. Benzersiz bir kadının hayat boyu tüm durak ve dönemeçleriyle yolculuğunu anlatırken, aslında çok daha önce giderilmesi gereken bir eksiği kapatıyor.
Küçük Dev Kadın Azra kitabında Behmoaras, Selanik’ten İstanbul’a, çocukluğundan akademik kariyerine, yaptığı çevirilerden mavi yolculuklara, Balıkçı’yla olan aşkından diğer ölümsüz dostluklarına eksiksiz bir Azra Erhat biyografisine imza atıyor.