Kimseyi istemiyorsun yanında, ama durup durup da yalnızlıktan şikâyet edesin geliyor. Bir şeyden şikâyet edebilmek için bile insan lazım. Öyle hileli bir şey bu.
Okumuşlar, okuyamamışlar, fakirliğin batağındaki yaşamlar; ev içi kavgalar, terk edenler, terk edilenler; heba olan masum hayatlar. Ya da hayatını zindana çeviren sevgiliyi unutayım derken bir yabancının düğününde başkalığı tadanlar. Büyümek, geçinmek için bin dereden su getirenler. Top peşinde koşanlar, kızının çeyizini örenler… Bir otostopla geçmişe, lise yıllarına dönenler ve tesadüfle altüst olan hayaller. Çay bahçeleri, düğün salonları, daracık ev içleri, camlarında yankılanan şarkılar ve feryatlar. Bandırma, Erdek, Susurluk, Samsun ve sokaklar, sokaklar…
Mahir Ünsal Eriş, ikinci öykü kitabı Olduğu Kadar Güzeldik’le 2014 Sait Faik Hikâye Armağanı’na değer görülmüş ve kuşağının en özgün, en sevilen yazarları arasına adını yazdırmıştı. Küçük insanların büyük duygularını anlatışıyla, samimiyeti ve sonsuz duyarlılığıyla geniş bir hayran kitlesi yaratmıştı. Olduğu Kadar Güzeldik ince ince işlediği onca hüzne, umutsuzluğa ve acıya karşın yaşam sevgisiyle dolu, edebiyatımızın unutulmayacak kitaplarından.