1932 tarihli bir klasik olan Siyasal Kavramı, Alman düşünür ve hukukçu Carl Schmitt´in yapıtları içinde önemli bir yere sahiptir: Siyasal kavramına ilişkin asli ölçütünü, yani dost-düşman ayrımını kurguladığı yapıtıdır. Kitabın temelindeki ilgi, devleti içinde bulunduğu kriz halinden çıkarmanın yollarını ortaya koymak. Siyaset ile devletin ayrılığını ısrarla vurgulamasına rağmen Schmitt, esasen devletin neden toplumdan farklı ve toplumun üstünde olması gerektiğini tartışmıştır.
Schmitt, son yirmi, yirmi beş yılın siyasetbilim literatürü içinde, sürekli tartışma konusu olan bir yer buluyor kendine. Aykut Çelebi, kitabı sunarken şöyle diyor: "Schmitt, liberal depolitizasyon çağının kilerde saklı aile hayaletidir. Bu hayalet bugün tutulduğu yerden kaçtı ve bastırılmış her şey gibi büyük bir şiddetle, mikro faşizmlerde ve her türlü dışlayıcı partikülarizmde boy gösteriyor. Yeni dönemde bir başka Schmittçi kategori de, küresel kapitalizm karşıtı sahte milliyetçi muhalefette, siyasetin aşırı siyasallaştırılmış konumunda karşımıza çıkıyor. Diğer yandan Sol´un Schmitt’e eskiden beri mevcut olan ilgisi de daha yoğun ama daha mesafeli ve eleştirel bir nitelik kazandı. Geniş bir yelpazede Sol, Schmitt´i görmezden gelmek ya da tartışmaların dışına atmak yerine, onu eksen alan ve aşmayı amaçlayan bir siyasal kavramı yaratma çabası içindedir."
Gerçekten de kitabın okurları, günümüzün dünya çapındaki siyasal gelişmelerinde Schmitt´ten belirgin yansımalar, izler görecekler – Siyasal´a ilgi duyan tüm okurlarımızın önlerine koymaları, üstüne düşünmeleri gereken bir kitap.