Upanishadlar MÖ 600 yıllarında ortaya çıkmıştır. Eski Hintlilerin evreni, tanrıyı, yaşamı, ölümü ve ölümden sonrasını açıklamaya çalıştıkları felsefe ve teoloji metinleridir. Upanishadlar’daki öğretiye göre en yüce amaç, Brahma ile bir olmaktır. Bu amaca ulaşmak da bilgisizliğin yenilmesiyle mümkün olabilir. Hindistan’daki bütün düşünce akımlarını etkileyen Upanishadlar’ın batı felsefesi üzerinde de etkileri görülür. Schopenhauer, Upanishadlar için şöyle demiştir: “Bu, dünyadaki en iç rahatlatıcı ve insanı yücelten eser olsa gerek. Yaşamımın tesellisi o oldu, ölümümün de o olacak.”