Ellilerin sonu ve altmışların başı gibi bir tarihte, bir grup Amerikalı yazarın giriştiği “ikonoklast” bir kalkışma, Amerikan toplumundaki birçok hakim değerin sorguya çekildiği gözüpek bir eğilimin yolunu açtı. Özü itibarıyla anti-otoriter ve konformizme tümüyle düşman bu baştan çıkarıcı üslup, kendinden sonraki birçok düzen karşıtı oluşumu büyük ölçüde esinledi, hatta biçimlendirdi. Konuyu bütünlüklü ve daha kapsamlı okumalara kapı aralayacak bir düzlemde tartışan bu kitap, sadece biçemsel bir kopuşun değil, bir yerden sonra onu kaçınılmaz kılan siyasi ve toplumsal sıkışmışlığın da canlı bir panoramasını sunuyor. Bununla kalmayıp, o kuşağın temel önceliklerinin farklı sanat disiplinlerinde nasıl yankı bulduğuna tanımlayıcı, simgesel örnekler üzerinden değiniyor.