“Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk, 31 Temmuz 1920’de, Afyon’da, subaylara hitaben şöyle buyuruyor:
‘Şahsi ve özel hayatları itibariyle de subaylar fedakârlar sınıfının en önünde bulunmak mecburiyetindedirler. Çünkü düşmanlarımız herkesten evvel onları öldürürler. Onları aşağılar ve hor görürler.
Hayatında bir an olsa bile subaylık yapmış, subaylık izzeti nefsini, şerefini duymuş, ölümü küçümsemiş bir insan hayatta iken, düşmanının tasarladığı ve reva gördüğü bu muameleye katlanamaz.
Onun yaşamak için bir çaresi vardır; şerefini korumak! Hâlbuki düşmanlarımızın da kastettiği, o şerefi ayaklar altına almaktır. Dolayısıyla subay için ya istiklal, ya ölüm vardır.’…”
Ülkemiz son on yılda, dâhili ve harici bedhahlarca “Subayların Öldürülmesi”ne yönelik yoğun bir saldırı altında kaldı ve kalmaya da devam ediyor.
Bu kitap, ülkenin her yönden savrulmalarına karşın yanlış yolda olanları uyarmak maksadıyla kumpas bir dava sonucu TSK’den emekli olmak zorunda kalmış ve subaylara reva görülen bu muameleye katlanamayan bir subay tarafından kaleme alınmış, değişik platformlarda yer almış yazılardan oluşmaktadır.
İyi okumalar…