Başladığı yerde biten ve bittiği yerde başlayan bir roman: Yürekteki Hayvan. Herta Müller, diktatörün baskısı altında yaşamı ve yaşamın imkânsızlığını anlatıyor, düşünmeyi yasaklayan köy sessizliği ile yaşamayı cezalandıran kent gürültüsünün arasına sıkışmış insanları kendine özgü diliyle sayfalara taşıyor. Kuşatılmışlığa ve bir direniş alanı olarak dostluğa dair çarpıcı bir büyüme öyküsü bu, diktatörün ölümünden başka umudu kalmamış insanların, her şeye rağmen dayanışmanın ve ne kadar uzağa gidilirse gidilsin kapanmayacak yaraların öyküsü.
İnsan ilişkilerinin siyasi rejimin karanlık mengenesinde adeta büzüştüğü ve bireylerin yalnızlıkları içinde ne pahasına olursa olsun birer çıkış yolu aradıkları tüyler ürpertici bir yoksunluk ortamını betimleyen Yürekteki Hayvan, toplumsal baskının boğuculuğunu ve nefes alma arayışlarını metaforlarla örülü ince bir dille zihinlere kazıyor.
Yürekteki Hayvan’la Kleist Ödülü’nü ve Uluslararası IMPAC Dublin Ödülü’nü alan Herta Müller, 2009 yılında, ‘şiirin yoğunluğu ve nesrin doğrudanlığını kullanarak yurtsuzların dünyasını betimleme yeteneğiyle’ Nobel Edebiyat Ödülü’ne layık görülmüştür.